24 Kasım 2009 Salı

KADIN VE MİTLER

Mitos deyimi Yunanca da masal anlamına gelen sözcükten türetilmiş; somut, sınanabilir bir olgunun, doğrularla yanlışların zaman içinde birbirine karıştığı bir öyküde dile getirilmesidir. Mitler dünyayı algılama biçimimizi düzenler. Taraf tutmamızı sağlar. Tutumlarımızı harekete geçirir. Meşrulaştırma ya da kınamamızda etkili oldukları için son derece önemlidir.Çoğu kültürde aile içinde kadına şiddet uygulandığını fark etme ve şiddet uygulanan kadına yardım etmeyi engelleyen mitler vardır. Bu inanışlardan bazıları şunlardır:
- Aile içi şiddet, düşük sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde görülür. Oysa aile içinde kadına yönelik şiddet, toplumun her düzeyinde vardır. Bu tür bir inanç, sosyo-ekonomik durumu daha iyi olarak kabul edilen ve şiddete uğrayan kadınların gözden kaçmasına neden olduğu için önemlidir. - Şiddetle karşılaşan kadın, isterse kocasından boşanarak şiddete son verebilir. Çocuk sahibi olma, ekonomik- duygusal bağımlılık, tek başına toplumda var olamayacağı inancı, boşanmış kadına toplumun bakışı ya da boşandığı eşin zarar vereceği korkusu gibi bir çok faktör kadınların kolayca şiddet ortamından kurtulmasını engellemektedir. - Kadın, şiddete neden olan davranışları yapmayarak şiddeti önleyebilir. Oysa şiddetin olduğu ailelerde saldırganın provokasyona gereksinimi yoktur. Şiddet bu kişinin davranış şekli, problem çözme yoludur. Bu inanış şiddetin sorumluluğunu şiddete hedef olanın omuzlarına yüklemekte, kurbanda suçluluk duygularının gelişmesine neden olmaktadır. Bu mit şiddet uygulayanı temize çıkarması, davranışlarına özür oluşturması nedeniyle önemlidir. - Alkol, stres ve mental hastalıklar, şiddetin en büyük nedenleridir. Bu inanış şiddet uygulayan hatta şiddette uğrayan kişi tarafından bir çeşit özür ya da şiddetin önemini azaltmak için kullanılır. Şiddet önlenebilir bir davranış olup, kontrol edilemez bir tepki değildir. Çoğu kez sorunlar halledildiğinde de şiddetin devam ediyor olması , bunun alkol , stres ve hastalık gibi nedenlere bağlı bir davranış türü olmadığını düşündürmektedir. - Gebelik kadını şiddetten korur. Yapılan araştırmalar sanılanın aksine dövmenin genellikle gebelikte başladığını, evlilik yaşı küçüldükçe gebelikte şiddet görme sıklığının arttığını göstermektedir- Flört ederek evlenen eşlerde, kadına yönelik şiddete nadiren rastlanır. Sanılanın aksine flört edeek evlenenlerde de şiddet sıklıkla görülmektedir. Özellikle ailenin istemediği bir evliliği kendi isteğiyle gerçekleştiren kadın, ailenin sosyal desteğinden çoğu kez yoksun bırakılmaktadır.- Kadına yönelik şiddet toplumun çok küçük bir bölümünü ilgilendirmektedir. Yapılan araştırmalar bu mitlerin doğru olmadığını ortaya koymaktadır. Ayrıca aile içinde şiddettin gerçekte olduğundan daha az rapor edildiği göz önünde bulundurulduğunda, araştırmalarla ortaya koyulan oranların gerçeğin yalnızca bir bölümünü yansıttığı söylenebilir.

UZM.PSK. Dilara Kazancı

Hiç yorum yok: