
Yaşları 14 ile 17 arasında değişen dört tane genç kız, kollarında yaşlarının toplamından da fazla taze faça izleri, gözlerinde öfke ve hüznün birleşimi… Kuvvetsizce oturdular odamdaki sandalyelere. Psikolog kimdir, ne iş yapar biliyor musunuz diye sordum. Başkalarına anlatamadığımız şeyleri anlatırız, konuşuruz, huzur verir dediler. Bilmemelerine şaşırmadım ve biraz daha detaylı anlattım. Sorular sordular yanıtladım. Sonra bir soru da ben sordum. ‘Neden dört arkadaş bir araya gelip, bileklerinden dirseklerine kadar faça atarlar?’ Onlara göre can sıkıntısından ve birbirlerinin gazına geldikleri için…Madde kullanımı, hezeyanlı psikolojik rahatsızlıklar ya da kişilik bozuklukları gibi durumlarda kendine zarar verme davranışına sıkça rastlanabilir. Ancak söz konusu davranışı sergileyen henüz herhangi bir psikolojik rahatsızlık tanısı almamış ergenler ise davranışın temelindeki motivasyonu açığa çıkarmak için daha detaylı bir inceleme yapılması gerekmektedir. Kişinin kendisine yönlendirdiği öfkenin ve şiddetin temelinde yatan sebeplerin farkına varmak, analitik bakış açısına göre aslında öfke duyduğu ama öfkesini yansıtamadığı kişi yada olayları netleştirmek şarttır. Kişinin şiddetinin asıl hedefi diğerleri ya da diğer olaylardır. Fakat gücü kendisine yettiği için öfkesini ve şiddetini kendisine yönlendirmektedir. Kişi kendine zarar verdiğinde, hem kendisini, hem başkalarını cezalandırmış olduğunu düşünebilir, öfke duyduğu kişilerden intikam aldığı hissine kapılabilir. Kendine zarar verme eğilimi ve deneyimi olanlar için mazoşist yaftasını kullanmadan önce kişinin kendisine zarar verdiği andaki düşünce ve hislerini, o zamana kadar yaşadıklarını öğrenmek ve duyarlı bir biçimde incelemek gerekmektedir. Kendisine zarar veren her bireyin acı çekmekten zevk aldığını iddia etmek doğru olmaz . Ancak kendisine zarar verme eğilimi ve deneyimi olan her bireyin, kendine değer vermediğini, değersizlik hissinin yoğun olduğunu, özsaygısını yitirdiğini, öfke kontrolü ve stresle başa çıkma konusunda başarılı olamadığını , kendini ifade etme ve başkaları ile iletişim kurma becerilerinin yetersiz olduğu, umutsuzluk ve güvensizlik yaşadığını söylemek yerinde olur.Kendine zarar verme davranışını ilk adımda azaltmak ve sonra ortadan kaldırmak için yapmamız gereken, kişinin kendisine yansıtığı öfkenin asıl hedefini bulmaktır. Kişinin öfke kontrolünü öğrenmesi ve kendini ifade etme yollarını geliştirmesi için konu ile ilgili eğitimlere ya da psikologa yönlendirilmesi sağlanabilir. Lise ve dengi okullarda rehberlik dersi kapsamına , öfke kontrolü, stresle başa çıkma yolları ve sağlıklı iletişim metotları alınabilir. Bu sayede kişi öfkesini yerinde ve zamanında kimseye zarar vermeden yaşayabilir ki bu da ileride yanaşacak ve kişinin kendisine zarar vermesi ile sonuçlanacak travmaları engelleyebilir. Kişi olayları algılama ve yorumlama problemi yaşıyorsa bilişsel terapilerle, durumu yeniden değerlendirmesi sağlanabilir. Psikodrama gruplarına ya da grup terapilerine katılarak, kişi üzerindeki psikolojik baskıyı hafifletebilir. Farklı uzmanlar, farklı psikolojik paradigmalar ile farklı çözüm yolları üretebilir.Sorunun artmasını ve daha karmaşık bir hale gelmesini engellemek ve kişinin kendisine yönelttiği öfkenin rastgele ve topluma zarar verecek biçimde açığa çıkmasını önlemek için ise yapılmaması gereken şey bu kişileri ’etiketlemek’ , toplumdan izole etmek, ve ötekileştirmektir.
Saygılarımla…
Psk. Dilara Kazancı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder