Geçtiğimiz hafta güneyde bir otelde kaldım. Orada ülkemizde tanınan ve sevilen bir oyuncu ile bu oyuncumuzun tatlı mı tatlı kızı da tatil yapmaktaydı. Bir hafta süresince bu şeker kız ile arkadaş olduk ve birlikte vakit geçirdik. Oteldeki diğer konukların küçük arkadaşıma nasıl davrandıklarını gözlemledim.
Küçük arkadaşıma nasılsın bile demeden, ailesi hakkında sorular soranlar oldu. Ondan ailesine mesaj iletmesini isteyenler oldu. Onu dışarıdan ışıltılı görünen sanat camiası hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla kullananlar oldu. Hatta bir bayan ailesinin silah taşıyıp taşımadığını küçük arkadaşımdan öğrenmeye çalıştı ve ona silah taşımanın bazı kişiler için gerekli olduğundan bahsetti.
Küçük arkadaşım, kulağıma eğildi ve ‘korkuyorum’ dedi. Onu sakinleştirmeye ve uzaklaştırmaya çalıştım ama ben de korkuyordum.
Onun bir çocuk olduğunu fark edemeden kendisinin şan şöhret merakını tatmin etmeye çalışan insanların, sanki o ayrı bir birey değilmiş, bir kişiliği yokmuş, o sadece birilerinin kızıymış gibi düşünmelerinin arkadaşıma vereceği zararlardan korkuyordum.
Bu yaşında ilgi odağı olan bir çocuğun, ergenlik döneminde ve gençliğinde tatmin olabilmesi için görmesi gereken ilginin büyüklüğünü ve bu ilgiyi göremediğinde yaşayabileceği problemlerden korkuyordum.
O, sevgi ile etrafındakilere yaklaşıp, onları öpmek ve kucaklamak istediğinde, ve karşılığında ‘hadi ailende gelsin onlarla birlikte fotoğraf çektirelim ‘ gibi cümleler duyduğunda, arkadaşımın uğradığı hayal kırıklığının ve incinmişliğin boyutundan korkuyordum.
Ömrünün bu şekilde geçmesinden ve geçmemesinden korkuyordum.
Ona gösterilen sevginin ailesine gösterilen sevgi ile doğru orantılı olmasından korkuyordum.
Olur da bir gün ailesinin şöhreti azalır ve ailesine olan sevgi kaybolursa, arkadaşıma olan sevginin de azalmasından korkuyordum.
Ve gözle görünenin bile idrak edilemediği,
kişilerin kendi hırsları ve hazları yüzünden bir çocuğu sadece bir çocuk olarak algılayamayacak duruma geldikleri ,
davranışları aklın ya da kalbin değil dürtülerin belirlediği bir dünyada,
çocukların ne kadar yalnız olduğunu düşünmekten korkuyordum…
Psk. Dilara KAZANCI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder