Tüketici davranışları hangi mal ve hizmetlerin satın alınacağı kimden, nasıl, nereden, ne zaman satın alınacağı ve satın alınıp alınmayacağına ilişkin bireylerin kararlarına ait süreçtir.Tüketici davranışı; Ekonomi, sosyoloji, pazarlama ve psikoloji gibi bilim dallarını ilgilendiren önemli bir konudur. Bir psikolog olarak yetkim tüketici davranışını psikolojik olarak değerlendirmekle sınırlı olduğundan bizi satın almaya iten psikolojik faktörlere değineceğim…
Tüketici davranışının amaç yönlü olduğu varsayılmaktadır. Satın aldığımız her şeyin bir amaca hizmet ettiği düşünülmektedir. Amerikalı psikolog Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre; Bireylerin davranışları belirli gereksinimleri gidermeye yöneliktir ve alt düzeydeki gereksinim belli ölçüde karşılanmadıkça birey, bir üst düzey gereksinimi karşılamaya yönelmez. Bu gereksinimler; Fizyolojik ihtiyaçların giderilmesi ( açlık, susuzluk), güvenlik, ait olma ve sevgi, saygınlık ve kendini gerçekleştirmedir.
Tüketim çılgınlığı, tüketimin, gereksinimlerin karşılanması amacından saparak, anlık tatmin sağlamaya dönüştüğünü göstermektedir. Tüketicilerin bir kısmı ekonomik imkansızlıklar nedeniyle yemek yeme ve barınma gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla borçlanırken, bir kısmı da kitle iletişim araçları ,sosyal çevreleri ve tüketime teşvik eden propagandaların etkisiyle lükslere yönelmiş, ünlü bir markanın pantolonuna, çantasına veya ayakkabısına sahip olabilmek için yaptığı harcamalarla kredi kartı mağduru olmuştur.
Oscar Wilde’ nin ‘bana lükslerimi verin, gereksinimlerim olmasa da yaşarım’ sözü, bugünün sınıf atlama çabası içinde, gelir düzeyleri ile tatmin olamayan bireylerin hislerine mi değinmiştir, tartışılır. Ancak tartışmasız bireyler satın aldıkça kendini iyi hisseder ve doyum sağlar hale gelmiştir. Tüketiyorum öyle ise varım, tükettiğim kadar özgürüm gibi sanrılar bireylerin tüketim ile mutluluğu eşleştirmesine yol açmıştır. Hepimizin özlem duyduğu dostluk, aşk, paylaşmak, din, dil, ırk ayrımı gözetmeksin her insana eşit davranmak, insanı sevmek gibi manevi değerler, sömürülerek tüketimi arttıran reklamların ana fikri yapılmıştır. Örneğin, reklamları ile bir içecek firması arkadaşlığı, bir dondurma markası aşkı, bir telefon hattı özgürlüğü vaat etmektedir. Oysa satın aldıklarımız, içecek, dondurma ve telefon hattından ibarettir.
Orhan Veli Kanık’ın dizelerini hatırlatıyor ve harikalar diyarında mutlu kalın diyorum…
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dişi,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yasıyoruz,
bedava…